Eda Davası Nedir?
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, talep edilen hukuki korumaya göre 3 dava türü düzenlenmiş olup, bunlar:
- Eda davası
- Tespit davası
- İnşai davadır.
Bu üç tür davadan birisi olan eda davası, bir kişinin, karşı tarafın belirli bir edimde bulunmasını (bir şeyi vermesi ya da yapması) veya bir davranışta bulunmaktan kaçınmasını talep ettiği davadır. Eda davası genellikle, borç ilişkisinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamaya yönelik davalar arasında yer alır. Temel amacı, borçlunun bir borcu ifa etmesini sağlamak ya da belirli bir davranıştan kaçınmasını temin etmektir. Bu dava, borcun ifa edilmesini zorunlu kılan hükümler çerçevesinde sonuçlandırılır.
Eda Davası – Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 105
Eda davası yoluyla mahkemeden, davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilmesi talep edilir.
Eda Davası Türleri
Eda davaları, farklı türlere ayrılarak ele alınır ancak sınırlamak mümkün değildir. Örnek vermek suretiyle türleri açıklamak gerekirse:
- Alacak Davası (Verme Edimine İlişkin Dava): Borçlunun, alacaklıya borcunu ödemesi talep edilen dava türüdür. Borç ilişkisinin varlığı kanıtlandıktan sonra, borçlunun edimi yerine getirmesi mahkemeden talep edilir.
- Yapma ve Yapmama Davası: Borçlunun bir işi yapması veya belirli bir işten kaçınması talep edilen dava türleridir. Örneğin, bir bina inşaatının tamamlanması ya da bir malın teslim edilmesi yapma davası kapsamına girerken, rekabet yasağının ihlali halinde rekabetten kaçınma yapmama davası olarak açılabilir.
- Tasfiye Davası: Miras, ortaklık veya diğer hukuki ilişkilerin sona erdirilmesi durumunda mal paylaşımı için açılan eda davalarıdır.
Eda Davası Tespit Davası Farkları
Eda davaları ile tespit davaları arasında bazı önemli farklar bulunmaktadır. Eda davalarında amaç, bir borcun ifasını sağlamaktır. Tespit davalarında ise yalnızca bir hukuki ilişkinin var olup olmadığı veya hukuki durumun belirlenmesi istenir. Bu temel farklar şu şekilde özetlenebilir:
Kriter | Eda Davası | Tespit Davası |
Amaç | Borçlunun belirli bir edimi ifa etmesini (bir şeyi vermesini, yapmasını, yapmamasını) sağlamak. | Hukuki bir durumun veya ilişkinin var olup olmadığını ya da bir belgenin sahte olup olmadığını belirlemek. |
Talep | Edimin ifası (örneğin, bir borcun ödenmesi, mal teslimi, gürültü yapmaktan kaçınılması). | Sadece hukuki ilişkinin veya durumun tespiti (ifa talebi yoktur). |
Sonuç | Mahkeme kararı ile borçlu edimi yerine getirmek zorunda kalır. | Mahkeme, bir ilişkinin veya durumun varlığını ya da yokluğunu; belgenin sahte olup olmadığını tespit eder, ifa yükümlülüğü doğmaz. |
Hangi Durumlarda Açılır? | Bir borcun ifa edilmesi gerektiği hallerde. | Hukuki ilişkinin ya da durumun var olup olmadığının belirlenmesi gereken hallerde. |
İcra Türü | Karar sonrası başvurulacak icra türü genellikle İlamlı İcra Takibidir. | Karar sonrası başvurulacak icra türü İlamsız İcra Takibidir. |
Zorunluluk | Borçlunun edimi yerine getirme zorunluluğu vardır. | Borçluya ifa zorunluluğu yüklenmez, sadece tespit yapılır. |
Zamanaşımı Süresi | Borç ilişkisine bağlı zamanaşımı sürelerine tabidir. Alt kısımda ele alınmıştır. | Genellikle daha kısa süreli zamanaşımı sürelerine tabidir. Kimi durumlarda ise her zaman tespit istenebilir. |
Örnek Durumlar | Alacak tahsili, kira bedeli ödemesi, inşaatın tamamlanmasının istenilmesi, gürültüden kaçınılması. | Kira ya da alacak ilişkisinin var olup olmadığının belirlenmesi gibi. |
Bu tablo, Eda davaları ile Tespit davaları arasındaki temel farkları özetleyerek net bir şekilde karşılaştırma imkanı sunmaktadır.
Eda Davası Örnekleri
Eda davası, farklı hukuk dallarında çeşitli şekillerde uygulanabilir. İşte bazı örnekler:
- Yapma – Verme – Alacak – Teslim Davası: Bir kişinin, sözleşmeden doğan bir borcun ödenmesini talep ettiği dava türüdür. Örneğin, bir malın bedelini ödemeyen alıcıya karşı satıcının açacağı dava eda davasıdır. Bir başka örnek: Satın alınan bir malın teslim edilmemesi halinde, malın tesliminin istenilmesi. Diğer örnek: Kiracının, kira bedelini ödememesi durumunda, mal sahibinin kira bedelini tahsil etmek için açacağı dava da eda davasıdır.
- Yapmama Davası: Bir kişi, başka bir kişiden belirli bir davranıştan kaçınmasını talep edebilir. Örneğin, bir rekabet yasağı söz konusu olduğunda, eski bir çalışanın rakip bir firmada çalışmasının engellenmesi için açılan dava bir eda davasıdır. Bir başka örnek: Gürültü yapan komşunun, bu gürültüden kaçınmasını, diğer bir anlatımla gürültü yapmamasını sağlamak.
Bu örnekler, eda davalarının geniş bir kullanım alanı olduğunu göstermektedir.
Eda Davası Hangi Mahkemede Açılır? – Eda Davası Nereye Açılır?
Eda davaları, borç ilişkisinden kaynaklanan davalar olduğu için, genel olarak asliye hukuk mahkemelerinde açılır. Ancak, HMK’daki görev kuralları gereği davanın açılacağı mahkeme değişir. Örnek vermek gerekirse:
- Asliye Hukuk Mahkemesi: Genel görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, istisnalar dışında genel olarak eda davalarının açıldığı mahkemedir.
- Ticaret Mahkemesi: Ticari borçlardan doğan eda davaları ticaret mahkemelerinde açılır.
- Tüketici Mahkemesi: Tüketici işlemlerinden doğan eda davaları, tüketici mahkemelerinde açılır.
- Aile Mahkemesi: Boşanma, nafaka, tazminat gibi istemlerden doğan eda davaları, tüketici mahkemelerinde açılır.
- İş Mahkemesi: İş-İşveren ilişkinden kaynaklı eda davaları genellikle, iş mahkemelerinde açılır.
Eda Davası Açılabilen Hallerde Tespit Davası Açılamaz
Eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılamaz. Talep edilen hukuki koruma ihtiyacı, ancak ifa talebinin gerekli olmadığı durumlarda tespit davası açılabilir. Borçlu bir edimi ifa etmek zorunda ise bu durumda eda davası açılmalıdır. Çünkü Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesinin 2. fıkrası uyarınca tespit davası için hukuki yararın bulunması şart olup, eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Bu bağlamda, eğer borç ilişkisinin varlığı açıkça belirlenmişse ve ifa yükümlülüğü bulunuyorsa, tespit davası yerine doğrudan eda davası açılması gerekmektedir.
Tespit Davası – HMK Madde 106/2
Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
Eda Davası Açılabilen Hallerde Tespit Davası Açılamayacağına İlişkin Emsal Yargıtay Kararı
“Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu sebeple eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re’sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir. Dosya içeriğine göre, davacı en son ücretinin tenzili rütbeden önceki pozisyonunda tüm özlük hakları ve yan kazanımlarıyla birlikte aldığı ücret olduğunun tespitini talep etmiş olup, talebi bir edayı içermeyip, tespit mahiyetinde olduğundan Usul Hukukuna göre de eda davası açılmasının mümkün olduğu durumlarda tespit davası açılamayacağından sonucu itibariyle doğru olan kararın bu gerekçe ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.” – Yargıtay 22. HD.’nin 03.05.2018 Tarih, E. 2018/2668 ve K. 2018/10489 sayılı Kararı.
Eda Davası Zamanaşımı
Eda davasında zamanaşımı süreleri mahkemeden istenilen konunun özelliğine göre değişiklik gösterdiğinden, eda davasında tek bir zamanaşımı söz konusu değildir. Eda davasına konu istemlere ilişkin olarak Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen zamanaşımı sürelerine örnek vermek gerekirse:
Zamanaşımı Süresi | Açıklama |
10 Yıl | Genel zamanaşımı süresi, borç ilişkilerinde geçerlidir. |
5 Yıl | Kira bedeli, nafaka alacağı gibi belirli borç türlerinde geçerlidir. |
2 Yıl | Ticari alacaklar, haksız fiil gibi bazı özel durumlarda geçerlidir. |
Zamanaşımı süresi, borcun doğduğu tarihten itibaren başlar ve bu süre içinde dava açılmaması durumunda alacak hakkı zamanaşımına uğrar.
Alacak Davası Eda Davası Mı?
Alacak davası, eda davalarının bir türüdür. Bir kişi, başka bir kişiden belirli bir para alacağını talep ediyorsa bu eda davası kapsamında ele alınır. Alacak davası, borçlunun bir borcu ifa etmesini talep eden klasik bir eda davasıdır. Ancak her alacak davası eda davası olarak nitelendirilemez. Örneğin, bir alacağın varlığının tespiti için dava açılmışsa, bu durumda tespit davası söz konusu olur.
Sonuç olarak, eda davaları, hukuki ilişkilerin düzenlenmesinde önemli bir yere sahiptir. Borçlunun edimini ifa etmesini sağlamak amacıyla açılan bu davalar, farklı türlere ayrılarak uygulanabilir. Özellikle borç ilişkilerinde tarafların haklarını koruyabilmesi için eda davası türlerinin iyi anlaşılması ve doğru bir şekilde uygulanması büyük önem taşır. Bu nedenle, açılacak eda davasında konusunda uzman bir avukattan hukuki destek alınması elzemdir.