Boşanma Davası

Boşanma Davası

Boşanma davası, evlilik birliğinin temelden sarsılması, evlilik yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi veya zina, terk, hayata kast gibi hukuki sebeplerle eşlerden birinin ya da her ikisinin, yasal yollardan evliliği sona erdirmek amacıyla aile mahkemesine başvurduğu dava türüdür. Boşanma davasında, tarafların mal paylaşımı, nafaka, velayet gibi konular da değerlendirilir ve mahkeme tarafından karara bağlanır. Boşanma davası, bu mahkeme sürecinin hukuki boyutunu temsil eder ve tarafların haklarını korumayı amaçlar.

TÜİK verilerine göre 2023 yılında 171.881 çift boşanmış olup, Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre hukuk davaları içerisinde 2023 yılında en çok açılan dava türü boşanma davasıdır.

Bu yazımızda, boşanma davasının detaylarını, sürecin nasıl ilerlediğini inceleyecek ve son bölümde boşanma davası ile ilgili en çok sorulan sorulara yanıt vereceğiz.

Boşanma davası, evlilik birliğinin temelden sarsılması, evlilik yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi veya zina, terk, hayata kast gibi hukuki sebeplerle eşlerden birinin ya da her ikisinin, yasal yollardan evliliği sona erdirmek amacıyla aile mahkemesine başvurduğu dava türüdür.

Boşanma Davası Nedir?

Boşanma davası, evlilik birliğinin yasal olarak sonlandırılması için mahkemeye başvurulan hukuki bir süreçtir. Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen boşanma sebeplerinden en az birinin varlığı halinde, eşlerden biri veya her ikisi birlikte boşanma davası açabilir. Dava sürecinde, maddi-manevi tazminat, çocukların velayeti, nafaka, mal paylaşımı gibi konular da ele alınır. Boşanma davasında toplanan deliller, dinlenen tanıklar neticesinde hakim boşanmaya ya da ayrılığa karar verebileceği gibi, davayı da reddedebilir.

Boşanma davası, sadece evliliği sonlandırmakla kalmaz, aynı zamanda tarafların gelecekteki yaşamlarını da şekillendirir. Bu nedenle, dava sürecinde profesyonel hukuki destek almak büyük önem taşır. Avukatlar, müvekkillerinin haklarını korumak, adil bir çözüm için çalışmak ve dava sürecini mümkün olduğunca sorunsuz ilerletmek için uğraşır.

Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Gerek anlaşmalı gerekse çekişmeli boşanma davası açmak için öncelikle bir aile hukuku avukatıyla görüşülmeli, durum değerlendirmesi yapılmalı, gerekli belgeler ve deliller toplanmalı, yazılı dava dilekçesi hazırlanmalı ve yetkili aile mahkemesine başvuru yapılmalıdır. Boşanma davası açılışı ve sürecine ilişkin adımlar ise şu şekildedir:

Başvuru Aşaması

İlk Adımlar

  • Avukat ile ilk görüşme
  • Durum değerlendirmesi
  • Gerekli belgelerin listesi
  • Hukuki süreç bilgilendirmesi
  • Dava planının oluşturulması

Dava Süreci

Ana Aşama

  • Dava dilekçesinin hazırlanması
  • Mahkemeye başvuru
  • Delillerin sunulması
  • Duruşma tarihi belirlenmesi
  • Tanık dinlenmesi ve delillerin celbi

Sonuç Aşaması

Son Adımlar

  • Kararın açıklanması
  • İstinaf süreci (gerekirse)
  • Kararın kesinleşmesi
  • Nüfus kaydı işlemleri
  • Mal paylaşımı süreci
Boşanma Davası Türleri, genel olarak ikiye ayrılır:
1. Anlaşmalı Boşanma Davası: Anlaşmalı boşanma davası, eşlerin karşılıklı rıza göstererek evliliklerini sonlandırmak için başvurdukları hızlı ve nispeten daha az stresli bir boşanma yöntemidir. Bu dava türünde, çiftler boşanmanın tüm şartları üzerinde önceden anlaşır; mal paylaşımı, varsa çocukların velayeti ve nafaka gibi konuları kapsayan bir protokol hazırlar ve mahkemeye birlikte başvurarak boşanma taleplerini iletir ve genellikle tek celsede boşanma sağlanmış olur. Detaylı bilgi için anlaşmalı boşanma sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
2. Çekişmeli Boşanma Davası: Çekişmeli boşanma davası, eşlerin anlaşamadığı ve boşanma şartları üzerinde uzlaşamadığı durumlarda açılan, genellikle daha uzun süren ve karmaşık bir hukuki süreçtir. Bu dava türünde, taraflardan biri boşanma talebinde bulunur ve mahkeme, Türk Medeni Kanunu'nda belirtilen boşanma sebeplerinin varlığını inceler, tarafları dinler, delilleri toplar ve sonunda boşanmaya, ayrılığa ya da davanın reddine karar verir.

Boşanma Davası Türleri

Boşanma Davası Türleri, genel olarak ikiye ayrılır:

  1. Anlaşmalı Boşanma Davası: Anlaşmalı boşanma davası, eşlerin karşılıklı rıza göstererek evliliklerini sonlandırmak için başvurdukları hızlı ve nispeten daha az stresli bir boşanma yöntemidir. Bu dava türünde, çiftler boşanmanın tüm şartları üzerinde önceden anlaşır; mal paylaşımı, varsa çocukların velayeti ve nafaka gibi konuları kapsayan bir protokol hazırlar ve mahkemeye birlikte başvurarak boşanma taleplerini iletir ve genellikle tek celsede boşanma sağlanmış olur. Detaylı bilgi için anlaşmalı boşanma sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
  2. Çekişmeli Boşanma Davası: Çekişmeli boşanma davası, eşlerin anlaşamadığı ve boşanma şartları üzerinde uzlaşamadığı durumlarda açılan, genellikle daha uzun süren ve karmaşık bir hukuki süreçtir. Bu dava türünde, taraflardan biri boşanma talebinde bulunur ve mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen boşanma sebeplerinin varlığını inceler, tarafları dinler, delilleri toplar ve sonunda boşanmaya, ayrılığa ya da davanın reddine karar verir. Çekişmeli boşanma davasının da türleri mevcuttur:

Çekişmeli Boşanma Davasının Türleri

Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması
TMK Madde 166
Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davası, eşler arasındaki sevgi ve saygının kaybolması, ortak yaşamı sürdürmenin çekilmez hale gelmesi veya evlilik birliğinden beklenen faydaların gerçekleşmemesi gibi durumları kapsayan, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine dayanan ve en sık başvurulan boşanma gerekçesidir.
Zina Sebebiyle Boşanma
TMK Madde 161
Zina sebebiyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesine dayanarak, eşlerden birinin evlilik dışı cinsel ilişkide bulunduğunun ispatlanması halinde açılabilen, aldatılan eşe tanınan mutlak bir boşanma sebebidir ve dava açma hakkı, zina eyleminin öğrenilmesinden itibaren 6 ay ve her halde zina eyleminin gerçekleşmesinden itibaren 5 yıl içinde kullanılmalıdır.
Hayata Kast Sebebiyle Boşanma
TMK Madde 162
Hayata kast sebebiyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine dayanarak, eşlerden birinin diğerinin canına kastetmesi durumunda açılabilen, mağdur eşe tanınan mutlak bir boşanma sebebidir ve bu eylemler, doğrudan veya dolaylı olarak gerçekleştirilebilir, teşebbüs aşamasında kalsa bile dava açma hakkı doğar.
Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış
TMK Madde 162
Pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen, eşlerden birinin diğerine karşı aşağılayıcı, küçük düşürücü, fiziksel veya psikolojik şiddet içeren davranışlarda bulunması halinde açılabilen, mağdur eşin kişilik haklarına ve evlilik birliğinin devamına ağır zarar veren eylemleri kapsayan, ispatı halinde mutlak boşanma sebebi sayılan bir dava türüdür.
Suç İşleme
TMK Madde 163
Suç işleme nedeniyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesine dayanarak, eşlerden birinin hırsızlık, dolandırıcılık, cinsel saldırı gibi küçük düşürücü nitelikte bir suç işlemesi ve bu suçun diğer eş için evliliği çekilmez hale getirmesi durumunda açılabilen, suçun niteliğinin ve cezasının önem taşıdığı, toplumda eşin itibarını zedeleyen ve evlilik birliğinin devamını imkânsız kılan eylemleri kapsayan bir boşanma sebebidir.
Haysiyetsiz Hayat Sürme
TMK Madde 163
Haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesine dayanarak, eşlerden birinin toplumun genel ahlak ve adap anlayışına aykırı, utanç verici bir yaşam tarzı sürdürmesi, örneğin uyuşturucu bağımlılığı, fuhuş yapma veya yaptırma, kumar oynama gibi davranışlarda bulunması ve bu durumun diğer eş için evliliği çekilmez hale getirmesi halinde açılabilen, ispatı durumunda mutlak boşanma sebebi sayılan bir dava türüdür.
Terk
TMK Madde 164
Terk sebebiyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesine dayanarak, eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini en az altı ay süreyle ortak konutu terk etmesi veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi durumunda açılabilen, terk edilen eşin ihtar çekmesi ve buna rağmen diğer eşin dönmemesi halinde gündeme gelen, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabul edildiği bir boşanma davası türüdür.
Akıl Hastalığı
TMK Madde 165
Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesine dayanarak, eşlerden birinin akıl hastalığına yakalanması, bu hastalığın iyileşmesinin mümkün olmadığının resmi sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi ve hastalığın, diğer eş için ortak hayatı çekilmez hale getirmesi durumunda açılabilen, hastalığın derecesi ve süresinin önem taşıdığı, evlilik birliğinin devamını imkânsız kılan ve hasta olmayan eşe tanınan bir boşanma sebebidir.
Boşanma davasının açılabilmesi ve sonuçlanabilmesi için bazı temel şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Boşanma davası şartları:
1. Geçerli Bir Evliliğin Varlığı: Öncelikle, ortada hukuken geçerli bir evlilik olmalıdır. Resmi nikah olmadan birlikte yaşayan çiftler boşanma davası açamazlar.
2. Dava Ehliyetinin Varlığı: Tarafların dava açma ehliyetine sahip olmaları gerekir. Kural olarak, her ergin kişi dava ehliyetine sahiptir. Ancak, ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler için yasal temsilcileri dava açabilir.
3. Boşanma Sebebinin Varlığı: Türk Medeni Kanunu'nda belirtilen ve yukarıda sayılan boşanma sebeplerinden en az birinin varlığı şarttır.
4. Dava Açma Süresine Uyulması: Bazı boşanma sebepleri için kanunda öngörülen dava açma süreleri söz konusu olup, bu sürelere uyulması gerekir. Örneğin, zina sebebiyle boşanma davası açma hakkı, olayın öğrenilmesinden itibaren 6 ay ve her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle düşer.
5. Yetkili ve Görevli Aile Mahkemesi’nde Davanın Açılması: Boşanma davası, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer Aile Mahkemesinde açılmalıdır.
6. Harç ve Masrafların Yatırılması: Dava açılırken gerekli harç ve masrafların yatırılması gerekmektedir.

Boşanma Davası Şartları

Boşanma davasının açılabilmesi ve sonuçlanabilmesi için bazı temel şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Boşanma davası şartları:

Boşanma Davası Şartları

1. Geçerli Bir Evliliğin Varlığı
Öncelikle, ortada hukuken geçerli bir evlilik olmalıdır. Resmi nikah olmadan birlikte yaşayan çiftler boşanma davası açamazlar.
2. Dava Ehliyetinin Varlığı
Tarafların dava açma ehliyetine sahip olmaları gerekir. Kural olarak, her ergin kişi dava ehliyetine sahiptir. Ancak, ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler için yasal temsilcileri dava açabilir.
3. Boşanma Sebebinin Varlığı
Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen ve yukarıda sayılan boşanma sebeplerinden en az birinin varlığı şarttır.
4. Dava Açma Süresine Uyulması
Bazı boşanma sebepleri için kanunda öngörülen dava açma süreleri söz konusu olup, bu sürelere uyulması gerekir. Örneğin, zina sebebiyle boşanma davası açma hakkı, olayın öğrenilmesinden itibaren 6 ay ve her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle düşer.
5. Yetkili ve Görevli Aile Mahkemesi’nde Davanın Açılması
Boşanma davası, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer Aile Mahkemesinde açılmalıdır.
6. Harç ve Masrafların Yatırılması
Dava açılırken gerekli harç ve masrafların yatırılması gerekmektedir.
Boşanma Davasında Deliller: Tanık İfadeleri, Yazılı Belgeler, Elektronik Deliller, Ses ve Görüntü Kayıtları, Bilirkişi Raporları, Emniyet, Jandarma ve Savcılık Kayıtları, Sosyal İnceleme Raporları, Tıbbi Kayıtlar, İş ve Gelir Belgeleri gibi pek çok delil söz konusudur.

Boşanma Davasında Deliller

Boşanma davasının sağlam temellere oturtulması ve başarıyla sonuçlanması için, iddia edilen boşanma sebep ya da sebeplerinin ispatlanması gerekir. Bu noktada, boşanma davasında deliller büyük önem taşır.

Boşanma davasında kullanılan deliller, davanın niteliğine ve iddia edilen boşanma sebebine göre çeşitlilik gösterir ve tek tek saymak mümkün değildir; ancak genel olarak şu delil türleri sıklıkla karşımıza çıkar:

Boşanma Davasında Sıkça Kullanılan Deliller

1. Tanık İfadeleri
Tanıklar, boşanma davasında önemli bir delil kaynağıdır. Evlilik birliğinin temelden sarsıldığını, şiddet olaylarını, aldatma durumlarını veya diğer boşanma sebeplerini destekleyici nitelikte bilgiler sunabilirler. Örneğin:
Komşuların şiddet olaylarına tanıklığı
Aile üyelerinin evlilik birliğinin durumu hakkındaki gözlemleri
İş arkadaşlarının aldatma durumuna ilişkin beyanları
2. Yazılı Belgeler
Resmi kurumlardan alınan belgeler, tıbbi raporlar, banka hesap dökümleri, kredi kartı ekstreleri, kira sözleşmeleri gibi yazılı belgeler de önemli delillerdir. Örneğin:
Hastane raporları (fiziksel şiddet kanıtı)
Banka hesap dökümleri (mali anlaşmazlıklar)
Kira sözleşmeleri ve faturalar
3. Elektronik Deliller
Günümüz teknolojisinde, elektronik deliller giderek daha fazla önem kazanmaktadır. E-postalar, sosyal medya paylaşımları, mesajlaşma uygulamalarındaki yazışmalar ve telefon kayıtları gibi elektronik veriler önemli delillerdir. Bu delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmesi gerekir. Örneğin:
WhatsApp, Telegram mesajları
Sosyal medya paylaşımları ve yazışmaları
E-posta yazışmaları
4. Ses ve Görüntü Kayıtları
Boşanma sebebini ispatlayabilecek, yasal yollarla elde edilen ses ve görüntü kayıtları davaya delil olarak sunulabilir. Örneğin:
Fiziksel şiddet izlerinin fotoğrafları
Hukuka uygun elde edilmiş video kayıtları
Yasal yollarla kaydedilmiş ses kayıtları
5. Bilirkişi Raporları
Bazı durumlarda, özellikle akıl hastalığı sebebiyle açılan boşanma davalarında, uzman bilirkişilerin hazırladığı raporlar kritik öneme sahiptir. Örneğin:
Psikiyatri uzmanı raporları
Mal paylaşımı için değerleme raporları
Adli tıp raporları
6. Emniyet, Jandarma ve Savcılık Kayıtları
Aile içi şiddet olayları, suç teşkil eden davranışlar gibi durumlarda polis tutanakları, savcılık soruşturma evrakları veya mahkeme kararları da delil olarak kullanılabilir. Örneğin:
Polis tutanakları
Savcılık soruşturma evrakları
6284 sayılı Kanun kapsamındaki tedbir kararları
7. Sosyal İnceleme Raporları
Özellikle çocukların geçici ve kalıcı velayeti söz konusu olduğunda, sosyal hizmet uzmanları tarafından hazırlanan raporlar önemli deliller arasındadır. Örneğin:
Çocuğun yaşam koşullarına ilişkin incelemeler
Ebeveyn-çocuk ilişkisi değerlendirmeleri
Ev ziyareti raporları
8. Tıbbi Kayıtlar
Fiziksel veya psikolojik şiddet iddialarında, hastane kayıtları, doktor raporları veya psikolojik tedavi kayıtları önemli deliller arasındadır. Örneğin:
Acil servis kayıtları
Psikiyatri tedavi raporları
İlaç reçeteleri ve tedavi belgeleri
9. İş ve Gelir Belgeleri
Özellikle, tedbir, iştirak, yoksulluk gibi nafaka taleplerinde, tarafların iş ve gelir durumlarını gösteren belgeler delil olarak kullanılır. Örneğin:
Maaş bordroları
Vergi levhaları ve beyannameleri
SGK hizmet dökümleri

Dikkat edilmelidir ki, boşanma davasında deliller hukuka uygun yollarla elde edilmiş olmalıdır. Yasadışı yollarla elde edilen deliller, mahkeme tarafından kabul edilmeyeceği gibi, bu delili sunan kişi açısından özel hayatın gizliliğini ihlal, haberleşmenin gizliliğini ihlal gibi pek çok suçtan cezai soruşturma açılması da mümkündür.

Bunun yanında, dosyaya sunulan deliller davaya ilişkin olmalı ve aynı zamanda güncel olmalıdır. Eski tarihli, affedilen olaylara ilişkin ya da davayla ilgisiz deliller, mahkeme tarafından dikkate alınmayabilir.

Son olarak, delillerin orijinal halleriyle sunulması tercih edilir. Kopyalar veya özetler yerine, mümkün olduğunca orijinal belgeler sunulması yerinde olacaktır.

Boşanma davası neticesinde verilebilecek kararlar 3 tane olup, bunlar, boşanma kararı, ayrılık kararı ve davanın reddi kararıdır.

Boşanma Davası Neticesinde Verilebilecek Kararlar

Boşanma davası neticesinde verilebilecek üç temel karar mevcuttur:

Boşanma Davası Neticesinde Verilebilecek Kararlar

1. Boşanma Kararı
Boşanma davasının en yaygın sonucu, evlilik birliğinin sona erdirilmesidir. Mahkeme, tarafların iddialarını ve sunulan delilleri değerlendirerek, boşanma sebeplerinin varlığına kanaat getirirse boşanma kararı verir.
Evlilik birliğini hukuken sona erdirir
Eşlerin medeni durumunu değiştirir
Velayet ve nafaka gibi yan hükümler karara bağlanır
Kesinleşme ile taraflar yeniden evlenme hakkına kavuşur
Evlilikten doğan yükümlülükler sona erer
2. Ayrılık Kararı
Bazı durumlarda mahkeme, evlilik birliğinin tamamen sona erdirilmesi yerine, belirli bir süre için ayrılık kararı verebilir. Bu karar, genellikle evlilik birliğinin kurtarılması umudu olduğu durumlarda verilir.
Tarafların bir süre ayrı yaşamasını öngörür
Evlilik bağı hukuken devam eder
Ayrılık süresi en çok üç yıl olabilir
Evliliği kurtarma şansı tanır
Süre sonunda birlikte yaşama başlanmazsa boşanmaya dönüşür
3. Davanın Reddi Kararı
Mahkeme, boşanma sebeplerinin yeterince ispatlanamadığı veya kanunda öngörülen boşanma şartlarının oluşmadığı kanaatine varırsa, davayı reddedebilir.
Evlilik birliği devam eder
Eşler yasal olarak evli kalmaya devam eder
Evlilikten doğan hak ve yükümlülükler devam eder
İleride yeni bir boşanma davası açılabilir
Barışma ihtimali gözetilerek ret kararı verilebilir
Boşanma Davasında Geçici Hukuki Korumalar genel itibariyle şunlardır: 1) Tedbir Nafakası, 2) Çocuklar İçin Geçici Velayetin Belirlenmesi ve Kişisel İlişki Tesisi, 3) Aile Konutu ve Ev Eşyalarının Kullanımı, 4) Şiddet Önleme Tedbirleri, 5) Mal Varlığının Korunması

Boşanmada Davasında Geçici Hukuki Korumalar

Boşanma davası sürecinde, tarafların ve varsa çocukların haklarını korumak amacıyla bazı geçici hukuki korumalar mevcuttur. Bu önlemler, dava sonuçlanana kadar aile bireylerinin güvenliğini, ekonomik durumunu ve yaşam standartlarını korumayı amaçlar. Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde düzenlenen bu geçici hukuki korumalar, boşanma davasının önemli bir parçasını oluşturur. Bunlar:

Boşanma Davasında Geçici Hukuki Korumalar

1. Tedbir Nafakası
Boşanma davası süresince ekonomik açıdan zor durumda olan eş ve varsa çocuğun yaşam standartlarını korumak amacıyla verilen geçici maddi destektir.
Dava süresince geçerlidir
Ekonomik ihtiyaçları karşılamayı amaçlar
Eş ve çocukların yaşam standardını korur
2. Çocuklar İçin Geçici Velayetin Belirlenmesi ve Kişisel İlişki Tesisi
Boşanma davası süresince çocukların kimin yanında kalacağı ve diğer ebeveynle nasıl görüşeceği konusunda geçici bir düzenleme yapılır. Bu karar verilirken çocuğun üstün yararı esas alınır.
Geçici velayet kararı dava sonuna kadar geçerlidir
Çocuğun bakımı, eğitimi ve sağlığı ile ilgili kararları kapsar
Diğer ebeveynle görüşme düzenini belirler
Çocuğun üstün yararı gözetilir
3. Aile Konutu ve Ev Eşyalarının Kullanımı
Boşanma davası süresince aile konutunun hangi eş tarafından kullanılacağı ve ev eşyalarının paylaşımı konusunda geçici bir düzenleme yapılabilir.
Çocukların durumu öncelikli olarak değerlendirilir
Ekonomik açıdan zayıf olan eşin durumu gözetilir
Ev eşyalarının kullanımı düzenlenir
4. Şiddet Önleme Tedbirleri
Aile içi şiddet veya şiddet tehdidi söz konusu olduğunda, 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirler alınabilir.
Uzaklaştırma kararı verilebilir
İletişim yasağı uygulanabilir
Silah teslimi istenebilir
Koruyucu ve önleyici tedbirler alınabilir
5. Mal Varlığının Korunması
Boşanma davası süresince mal kaçırma veya malvarlığının değerini düşürme gibi risklere karşı, mahkeme tarafından koruyucu tedbirler alınabilir.
Taşınır ve taşınmazlara tedbir konulabilir
Banka hesaplarına tedbir konulabilir
Mal varlığının değerini korumaya yönelik önlemler alınır
Boşanma Davasının Sonuçları, evlilik birliğinin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesi, velayet, çocukla kişisel ilişki tesisi, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepleri, soyadı değişikliği, miras hakları, emeklilik ve sigorta haklarıdır.

Boşanma Davasının Sonuçları

Boşanma davası, sadece eşleri değil, varsa çocukları ve hatta geniş aileyi de etkiler. Boşanma davasının başlıca sonuçları:

Boşanma Davasının Sonuçları

1. Evlilik Birliğinin Sona Ermesi
Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte, tarafların evlilik statüsü sona erer. Artık yasal olarak evli değildirler ve medeni halleri “boşanmış” olarak değişir.
2. Mal Rejiminin Tasfiyesi
Boşanma davasının kesinleşmesi ile birlikte, evlilik süresince edinilen malların paylaşımına geçilir.
Edinilmiş mallara katılma rejiminde mallar paylaştırılır
Mal paylaşımı anlaşmalı veya mahkeme kararıyla yapılabilir
3. Velayet
Boşanma hükmünde, boşanma kararının yanı sıra, çocukların velayeti konusunda da karar verilir. Velayet, genellikle eşlerden birine verilir, ancak ortak velayet de mümkündür.
Çocuğun bakımı, eğitimi ve sağlığı ile ilgili kararları alma yetkisi
Çocuğun üstün yararı gözetilir
Ortak velayet imkanı
4. Çocukla Kişisel İlişki Tesisi
Velayeti almayan ebeveynin çocukla düzenli olarak görüşebilmesi için bir program belirlenir.
Düzenli görüşme programı oluşturulur
Her iki ebeveynle sağlıklı ilişki hedeflenir
5. İştirak Nafakası
Velayeti almayan ebeveyn, çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katkıda bulunmak üzere iştirak nafakası ödemekle yükümlü tutulabilir.
Çocuğun ihtiyaçları dikkate alınır
Ebeveynlerin mali gücü göz önünde bulundurulur
6. Yoksulluk Nafakası
Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan tarafa, diğer tarafın mali gücü oranında nafaka ödenmesine karar verilebilir.
Süresiz veya belirli süreli olabilir
Mali güç oranında belirlenir
7. Maddi ve Manevi Tazminat
Boşanmada kusuru daha ağır olan taraf, diğer tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerini karşılamak zorunda kalabilir.
Evlilik birliğinin bozulması nedeniyle uğranılan zararları telafi eder
Kusur oranına göre belirlenir
8. Soyadı Değişikliği
Kural olarak boşanma ile kadın, evlilik öncesi soyadını yeniden alır; fakat, belirli şartlar altında evlenmekle kazandığı soyadını boşanma sonrasında da kullanmaya devam edebilir.
9. Miras Hakları
Boşanma ile birlikte eşlerin birbirlerine karşı yasal mirasçılık sıfatları sona erer.
Boşanma davası sırasında ölüm halinde özel durumlar oluşabilir
Mirasçılık hakları kesinleşme ile sona erer
10. Emeklilik ve Sigorta Hakları
Boşanma, tarafların emeklilik ve sigorta haklarını etkileyebilir.
Sağlık sigortasından yararlanma hakkı sona erer
Emeklilik haklarında değişiklikler olabilir

Boşanma davasının sonuçları, her olayın kendine özgü koşullarına göre farklılık gösterebilir. Bu nedenle, boşanma sürecinde bir aile hukuku avukatından profesyonel yardım almak, hakların korunması ve sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından önem taşır.

Boşanma davası genellikle davanın görüldüğü mahkemenin yoğunluğuna ve dosyanın içeriğine göre 1 yıl ile 3 yıl arasında sürer.

Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Boşanma davası süresi, davanın çekişmeli olup olmadığına, tarafların iddia ve savunmalarının niteliğine, delillerin toplanma sürecine ve mahkemenin iş yoğunluğuna bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Boşanma davası genellikle davanın görüldüğü mahkemenin yoğunluğuna ve dosyanın içeriğine göre 1 yıl ile 3 yıl arasında sürer.

Çekişmeli boşanma davalarında, davalı tarafın iddialara itiraz etmesi durumunda yargılama süreci uzayabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca, evlilik birliğinin temelden sarsılması ve taraflar arasında ortak hayatın sürdürülmesinin olanaksız hale gelmesi gibi sebeplerle açılan boşanma davalarında, hâkimin tarafların iddialarını incelemesi, tanıkları dinlemesi ve delilleri değerlendirmesi gerekmektedir.

Delillerin toplanması, bilirkişi raporlarının hazırlanması ve tanık beyanlarının alınması gibi unsurlar, davanın süresini doğrudan etkiler. Ayrıca, mahkemenin verdiği kararın istinaf ve/veya temyiz edilmesi halinde dosya İstinaf ve/veya Yargıtay incelemesine gider ve bu da davanın süresinin birkaç yıl daha uzamasına sebebiyet verebilir.

Kimi zaman 5-10 yıl süren boşanma davalarına da rastlamak mümkündür. Bu gibi durumlarda yargılamada makul süre aşıldığından, bireysel başvuru neticesinde Anayasa Mahkemesi’nce pek çok dosyada hak ihlali kararı verilerek, başvurucu lehine tazminata hükmedilmektedir.

Anayasa Mahkemesi’nin Yaklaşık 6 Yıl Süren Boşanma Davasında Vermiş Olduğu Hak İhlali Kararı

Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda başvuru konusu davada yaklaşık 6 yıllık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir. – AYM B. No: 2019/21120, 2/12/2020, § 15-16

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanma davası, tarafların tüm konularda uzlaşmış olması nedeniyle genellikle tek celsede sonuçlanır. Anlaşmalı boşanma davası, genellikle 1-3 ay sürer.

Eğer kadın, evlilik birliğinin sarsılması veya diğer geçerli boşanma sebeplerinden (zina, hayata kast, onur kırıcı davranış, terk, haysiyetsiz yaşam sürme, akıl hastalığı) birine dayanarak boşanma davası açarsa, erkek bu davayı kabul etmeyebilir. Ancak, davacının boşanma sebeplerinden birisini ispat etmesi halinde, erkeğin davayı kabul etmemesi tek başına davanın reddedilmesine sebep olmaz. Mahkeme, tarafların beyanlarını, tanık ifadelerini ve sunulan delilleri değerlendirerek, erkeğin rızasına ya da kabul edip etmediğine bakmaksızın boşanmaya karar verebilir. Bununla birlikte, dava eğer anlaşmalı boşanma davası ise erkeğin rızası olmadan bu tür bir boşanma gerçekleşemez.

Kadın Boşanma Davası Açarsa Erkek Kabul Etmezse?

Eğer kadın, evlilik birliğinin sarsılması veya diğer geçerli boşanma sebeplerinden (zina, hayata kast, onur kırıcı davranış, terk, haysiyetsiz yaşam sürme, akıl hastalığı) birine dayanarak boşanma davası açarsa, erkek bu davayı kabul etmeyebilir. Ancak, davacının boşanma sebeplerinden birisini ispat etmesi halinde, erkeğin davayı kabul etmemesi tek başına davanın reddedilmesine sebep olmaz. Mahkeme, tarafların beyanlarını, tanık ifadelerini ve sunulan delilleri değerlendirerek, erkeğin rızasına ya da kabul edip etmediğine bakmaksızın boşanmaya karar verebilir. Bununla birlikte, dava eğer anlaşmalı boşanma davası ise erkeğin rızası olmadan bu tür bir boşanma gerçekleşemez.

Kısacası, erkek davayı kabul etmese dahi, mahkeme kadının sunduğu delilleri, olayları ve hukuki gerekçeleri yerinde görürse davayı inceleyerek boşanma kararı verebilir. Bu halde, erkeğin davayı kabul  etmemesi, sadece davanın süresini uzatabilir.

Boşanma davasının nerede açılacağı ve yetkili mahkemenin belirlenmesi, Türk Medeni Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve 4787 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri çerçevesinde düzenlenmiştir. Buna göre, boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesi uyarınca eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesinde veya eşlerin son altı aydan beri birlikte oturdukları yer aile mahkemesinde açılır. Yerleşim yeri, Türk Medeni Kanunu'nun 19. maddesine göre, kişinin sürekli olarak kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Dolayısıyla, dava açacak taraf ya kendisinin ya da eşinin yerleşim yeri olan aile mahkemesine başvuru yapabileceği gibi, son altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde de davayı açabilir.

Boşanma Davası Nerede Açılır? (Boşanma Davası Yetkili Mahkeme)

Boşanma davasının nerede açılacağı ve yetkili mahkemenin belirlenmesi, Türk Medeni Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve 4787 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri çerçevesinde düzenlenmiştir. Buna göre, boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesi uyarınca eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesinde veya eşlerin son altı aydan beri birlikte oturdukları yer aile mahkemesinde açılır. Yerleşim yeri, Türk Medeni Kanunu’nun 19. maddesine göre, kişinin sürekli olarak kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Dolayısıyla, dava açacak taraf ya kendisinin ya da eşinin yerleşim yeri olan aile mahkemesine başvuru yapabileceği gibi, son altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde de davayı açabilir.

Eğer eşler bir süredir ayrı yaşıyorsa, davacı eşin yerleşim yeri veya davalı eşin ikamet ettiği yer mahkemesi yetkili olup, bu yetki seçimlik yetkidir. Yetki kurallarına uyulmaması halinde, davada yetkisizlik kararı verilir, aleyhinize vekalet ücretine hükmolunabilir ve dava incelenmeye başlanmaz, süreç uzamış olur.

Boşanma davasında aile mahkemeleri görevli olup, yukarıda belirtilen yetki kuralları çerçevesinde boşanma davası yetkili aile mahkemesinde açılır. Ancak, ilgili yerde aile mahkemesi bulunmuyor ise boşanma davası, aile mahkemesi sıfatıyla yetkili asliye hukuk mahkemesinde açılır. Görevsiz mahkemede dava açılması halinde, davada görevsizlik kararı verilir, aleyhinize vekalet ücretine hükmolunabilir ve dava incelenmeye başlanmaz, süreç uzamış olur.

Boşanma Davasında Yetki – Türk Medeni Kanunu Madde 168

Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

Boşanma Davasının Açılırken Yerleşim Yeri Kavramına Çok Dikkat Edilmesi Gerektiğine İlişkin Örnek Bir Karar: Yerleşim yeri olmayan, geçici olarak bulunulan (oturulan) yer mahkemesinde boşanma davası açılamaz.

Davacı kadın … nüfusuna kayıtlı olup, resmi kayıtlardan davanın açıldığı tarihte yerleşim yerinin … olduğu anlaşılmaktadır. Davacı kadının İstanbul’da üniversitede öğrenci olması yerleşim yerinin İstanbul olduğunu göstermez. Yetkili mahkeme … mahkemesidir. Yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Yargıtay 2. HD.’nin T. 12.05.2015, E. 2014/24785 ve K. 2015/9950 sayılı Kararı

E Devlet Boşanma Davası Açma

Türkiye’de boşanma davalarının açılması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) göre usule uygun şekilde dilekçe verilmesiyle başlar. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 161-166. maddeleri, boşanma sebeplerini düzenlerken, davanın açılma şekli de önem taşır. Günümüzde, E-Devlet üzerinden boşanma davası açılması mümkün olmamakla birlikte, E-Devlet sistemi, adli işlemler ve dava süreçleri hakkında bilgi almak için kullanılmaktadır. Örneğin, UYAP Vatandaş Portalı üzerinden davanızın durumu takip edilebilir, belgeler görülebilir ve dava dosyasına erişim sağlanabilir. Ancak boşanma davası açmak için, tarafların şahsen aile mahkemesine başvurması ve gerekli hukuki dilekçeyi sunması gerekir. Boşanma davası açmak isteyen bireyler, dilekçelerini avukat aracılığıyla veya kendileri mahkemeye sunabilir.

Yanlış bilinenin aksine "boşanma davasında kadınlar daha haklı görülür" düşüncesi doğru olmayıp, erkek ve kadın eşit haklara sahiptir. Boşanma davasında erkek ya da kadın, iddialarını güçlü delillerle destekleyerek ve kanunda belirtilen boşanma sebeplerinden birinin varlığını ispatlayarak haklı olabilir.

Boşanma davasında erkeğin haklı olabilmesi için, kadın eşin kusurlu hareketlerini (Örneğin şiddet, ilgisizlik, aldatma, ayağı kokuyor olmasına rağmen tedavi olmama, haklı sebep yokken gizlice doğum kontrol hapı alma gibi binlerce kusurlu hareketten bir kaçını) kanıtlarsa boşanma davasında haklı olabilir. Önemli olan, iddiaları somut ve inandırıcı delillerle desteklemektir. Bunun için aile hukuku avukatından hukuki destek alınması son derece önemlidir.

Boşanma Davasında Erkek Nasıl Haklı Olur?

Yanlış bilinenin aksine “boşanma davasında kadınlar daha haklı görülür” düşüncesi doğru olmayıp, erkek ve kadın eşit haklara sahiptir. Boşanma davasında erkek ya da kadın, iddialarını güçlü delillerle destekleyerek ve kanunda belirtilen boşanma sebeplerinden birinin varlığını ispatlayarak haklı olabilir.

Boşanma davasında erkeğin haklı olabilmesi için, kadın eşin kusurlu hareketlerini (Örneğin şiddet, ilgisizlik, aldatma, ayağı kokuyor olmasına rağmen tedavi olmama, haklı sebep yokken gizlice doğum kontrol hapı alma gibi binlerce kusurlu hareketten bir kaçını) kanıtlarsa boşanma davasında haklı olabilir. Önemli olan, iddiaları somut ve inandırıcı delillerle desteklemektir. Bunun için aile hukuku avukatından hukuki destek alınması son derece önemlidir.

Erkek Eşin Haklı Olduğu, Kadın Eşin Tam Kusurlu Olduğuna ve Bu Nedenle Kadın Eşin Maddi ve Manevi Tazminat Alamayacağına İlişkin Emsal Yargıtay Kararı

Mevcut delil durumuna göre evlilik birliğinin sarsılmasında davalı-davacı kadın eşin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden davacı-davalı erkeğin ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Gerçekleşen kusur durumuna göre de, tam kusurlu olan davalı-davacı kadın yararına, Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 nci maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. – Yargıtay 2. HD.’nin T. 21.02.2022, E. 2021/10839, K. 2022/1560 sayılı Kararı

Boşanma davası için gerekli evraklar içerisinde genel olarak evlilik cüzdanı, nüfus kayıt örneği, ikametgah belgesi, varsa çocukların nüfus kayıt örnekleri, dava dilekçesi, deliller ve vekaletname yer alır. Ayrıca, iddia edilen boşanma sebebine göre ek belgeler de gerekebilir.

Boşanma Davası İçin Gerekli Evraklar

Boşanma davası için gerekli evraklar genel olarak şu şekildedir:

  • Dava Dilekçesi: Evlilik birliğinin sona erdirilmesi talebiyle mahkemeye sunulan, davanın gerekçelerini ve talep edilen hukuki sonuçları içeren resmi belgedir.
  • Nüfus Cüzdanı Fotokopisi: Davacıya ait kimlik bilgilerini gösteren belge sunulmalıdır.
  • Evlilik Cüzdanı: Evliliğin kanıtı olan bu belge mahkemeye sunulmalıdır.
  • Tanık Listesi: Boşanma nedenlerinin ispatı için tanıklar gösterilecekse, tanık listesi dava dilekçesi ile birlikte sunulabilir.
  • Delil Listesi: Boşanma sebeplerini ispatlayacak her türlü yazılı, görsel ya da dijital delillerin listesi de dosyaya eklenmelidir. Özellikle zina, terk, şiddet gibi durumlarda bu belgeler önem taşır.
  • Vekaletname: Davacı, boşanma sürecinde bir avukatla temsil edilecekse, avukata dava açma ve süreç boyunca davayı takip etme yetkisini veren noter onaylı ve fotoğraflı vekaletnamenin de sunulması gerekmektedir.

Boşanma Davasından Vazgeçme

Boşanma davasından vazgeçme, davanın her aşamasında mümkündür. Davacı, davasını geri alabilir veya davadan feragat edebilir. Feragat ile geri alma kavramları farklı olduğundan, masraflar, vekalet ücreti gibi hukuki sonuçları da farklıdır. Bu noktada hukuki destek almanız elzemdir. Boşanma davasının geri çekilmesi alt kısımda anlatılmıştır.

Eşime Boşanma Davası Açmak İstiyorum

Eşinize boşanma davası açmak için, öncelikle bir aile hukuku avukatına danışmanız ve kanunda belirtilen boşanma sebeplerinden birinin varlığını ispatlayacak delilleri toplamanız önerilir. Ardından, yetkili aile mahkemesine dava dilekçesi sunarak süreci başlatabilirsiniz.

Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Tebligat Ne Zaman Gelir?

Boşanma davasının açıldıktan sonra, tensip zaptı düzenlenir ve dava dilekçesi ile birlikte diğer eşe tebligat yapılır, genellikle 2-4 hafta içerisinde tebligat gelir.

Boşanma davası sırasında eşlerden birinin başka biriyle duygusal veya cinsel bir ilişki yaşaması, evlilik birliği devam ettiği için sadakat yükümlülüğünün ihlali anlamına gelir. Çünkü Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesi, eşlerin birbirlerine karşı sadakat borcu olduğunu açıkça belirtilmiştir ve boşanma davasının açılması, eşlerin birbirlerine karşı olan sadakat yükümlülüğünü sona erdirmez. Eğer bu süreçte başka biriyle ilişki yaşanırsa, karşı taraf bunu delillendirebilir ve bu durum boşanma davasında "zina" veya "haysiyetsiz hayat sürme" ve “cinsel şiddet” gibi boşanma sebeplerine dayanak teşkil edebilir.

Boşanma Davası Sürerken Başka Biriyle Görüşmek

Boşanma davası sırasında eşlerden birinin başka biriyle duygusal veya cinsel bir ilişki yaşaması, evlilik birliği devam ettiği için sadakat yükümlülüğünün ihlali anlamına gelir. Çünkü Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesi, eşlerin birbirlerine karşı sadakat borcu olduğunu açıkça belirtilmiştir ve boşanma davasının açılması, eşlerin birbirlerine karşı olan sadakat yükümlülüğünü sona erdirmez. Eğer bu süreçte başka biriyle ilişki yaşanırsa, karşı taraf bunu delillendirebilir ve bu durum boşanma davasında “zina” veya “haysiyetsiz hayat sürme” ve “cinsel şiddet” gibi boşanma sebeplerine dayanak teşkil edebilir.

Boşanma davası sırasında başka biriyle görüşmek, davanın seyrini olumsuz etkileyebilir. Eğer karşı taraf bu durumu ispatlarsa, açılan boşanma davası aleyhe sonuçlanabilir, duruma göre tarafların kusur oranları ve buna bağlı olarak velayet, nafaka, tazminat gibi hususlarla birlikte davanın tamamını etkilenebilir.

Sadakat Yükümlülüğü – Türk Medeni Kanunu Madde 185/3: Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

Boşanma Davası E Devlete Ne Zaman Düşer?

Boşanma davası, eşlerden birisinin dava açması ve eşlerin davaya taraf olarak eklenmeleriyle birlikte E Devlete düşer. Boşanma davasının E Devlete düşmesi ile birlikte davanın durumu, duruşma tarihleri ve dosyaya ait diğer önemli bilgilere ulaşılabilir.

Adli Tatilde Boşanma Davası Açılır Mı?

Adli tatilde boşanma davası açılabilir, ancak dava işlemleri ve duruşmalar adli tatilin bitiminde başlar. Zira, boşanma davaları, her yıl yirmi Temmuzda başlayan, otuz bir Ağustosta sona eren adli tatilde bakılabilecek kanunen “ivedilikle görülmesi” gereken dava ve işlerden değildir. Acil durumlar ve geçici hukuki koruma talepleri içinse nöbetçi mahkemeler görev yapar.

Erkek boşanma davası açtığında, kadınla aynı haklara sahip olup, bu haklar arasında, boşanmayı ya da hakkında açılan davanın reddini talep etme, çocukların velayetini talep etme, nafaka isteme ve maddi-manevi tazminat talep etme gibi haklar yer alır.

Erkek Boşanma Davası Açarsa Hakları Nelerdir?

Erkek boşanma davası açtığında, kadınla aynı haklara sahiptir. Erkek boşanma davası açtığında, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine dayanarak genel ya da özel boşanma sebeplerine göre taleplerini ileri sürebilir ve mahkeme nezdinde haklarını arayabilir. Bu haklar arasında, boşanmayı ya da hakkında açılan davanın reddini talep etme, çocukların velayetini talep etme, nafaka isteme ve maddi-manevi tazminat talep etme gibi haklar yer alır. Bu tür davalarda, tarafların her türlü hukuki haklarını tam ve eksiksiz kullanabilmesi için boşanma avukatından destek almaları elzemdir.

"Boşanma davası karara çıkmış" ifadesi, mahkemenin taraflar arasında görülen boşanma davasında hukuki incelemelerini tamamlayarak, davaya ilişkin nihai kararını (boşanma kararı, ayrılık kararı ya da davanın reddi kararı) verdiği anlamına gelir.

Boşanma Davası Karara Çıkmış Ne Demek?

Boşanma davası karara çıkmış” ifadesi, mahkemenin taraflar arasında görülen boşanma davasında hukuki incelemelerini tamamlayarak, davaya ilişkin nihai kararını (boşanma kararı, ayrılık kararı ya da davanın reddi kararı) verdiği anlamına gelir.

Karara çıkan boşanma davasında, hâkim delillerin ve tarafların beyanlarının incelenmesi sonucunda, boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine, nafaka, velayet ve tazminat gibi hususlara dair hükmünü açıklamış olur. Boşanma davasının karara çıkması ile birlikte, gerekçeli karar taraflara tebliğ edilir ve tarafların kararı istinaf etme hakkı doğar.

Karara çıkmış boşanma davası, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık istinaf süresinde kararın istinaf edilmemesi halinde kesinleşir ve sonuçlanır. 2 haftalık yasal süre içerisinde kararın istinaf edilmesi halinde ise, istinaf kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık temyiz süresinde, kararın temyiz edilmemesi durumunda karar kesinleşir ve sonuçlanır. Temyiz halinde, Yargıtay’ın onama kararı vermesiyle sonuçlanır.

Karara Çıkmış Boşanma Davası Ne Zaman Sonuçlanır?

Karara çıkmış boşanma davası, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık istinaf süresinde kararın istinaf edilmemesi halinde kesinleşir ve sonuçlanır. 2 haftalık yasal süre içerisinde kararın istinaf edilmesi halinde ise, istinaf kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık temyiz süresinde, kararın temyiz edilmemesi durumunda karar kesinleşir ve sonuçlanır. Temyiz halinde, Yargıtay’ın onama kararı vermesiyle sonuçlanır.

Boşanma davası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 123. maddesi uyarınca, davalının açık rızasının bulunması şartıyla hüküm kesinleşinceye kadar mahkemeye verilecek bir dilekçeyle geri çekilebilir.

Boşanma Davası Nasıl Geri Çekilir?

Boşanma davasının geri çekilmesi, Türk Medeni Kanunu’nda doğrudan düzenlenmemekle birlikte, usul hükümlerine göre davanın geri alınması ile mümkündür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 123. maddesi uyarınca, davalının açık rızasının bulunması şartıyla hüküm kesinleşinceye kadar boşanma davası geri çekilebilir.  

Boşanma davasını geri çekmek isteyen davacı, mahkemeye yazılı bir dilekçe ile başvurmalı ve boşanma davasını geri çekmek istediğini beyan etmelidir. Eğer karşı taraf geri çekme talebini kabul ederse, boşanma davası geri çekilmiş olur ve yeni düzenleme uyarınca mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Ancak, karşı taraf geri çekme talebini kabul etmezse, boşanma davası görülmeye devam eder.

Yine, hükmün kesinleşmesiyle birlikte artık boşanma davasının geri çekilmesi mümkün değildir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 123 – “Davanın Geri Alınması”

Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.

Hüküm Verildikten Fakat Kesinleşmeden Önce Temyiz Aşamasında da Boşanma Davasının Geri Alınabileceğine İlişkin Yargıtay Kararı

Davacı, hükümden sonra mahkemeye verdiği, mahkemesince de elektronik ortamda Yargıtay’a gönderilen 21.09.2015 tarihli dilekçesinde, “davasını geri çektiğini” bildirmiştir. Dilekçedeki bu beyan, davanın geri alınması niteliğindedir. Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızasıyla davasını geri alabilir (HMK.123). O halde, geri almaya davalının rızası bulunup, bulunmadığı sorulup, sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmektedir.Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05.10.2015 Tarih, E. 2015/2901 ve K. 2015/17314 sayılı Kararı

Boşanma davası açılması ve eşin evden gitmemesi halinde, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca, ayrı yaşama hakkı kapsamında konut tahsisi talep ederek diğer eşi evden uzaklaştırması mümkün olduğu gibi, şiddet veya tehdidin varlığı halinde 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 5. maddesi gereğince evin tahsisi ve/veya eşin uzaklaştırılması tedbiri alınması suretiyle de diğer eşin evden gitmesi sağlanabilir.

Boşanma Davası Açtım Eşim Evden Gitmiyor?

Boşanma davası açılması ve eşin evden gitmemesi halinde, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca, ayrı yaşama hakkı kapsamında konut tahsisi talep ederek diğer eşi evden uzaklaştırması mümkün olduğu gibi, şiddet veya tehdidin varlığı halinde 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 5. maddesi gereğince evin tahsisi ve/veya eşin uzaklaştırılması tedbiri alınması suretiyle de diğer eşin evden gitmesi sağlanabilir.

Birlikte Yaşamaya Ara Verilmesi – Türk Medeni Kanunu Madde 197

Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.

Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.

Hâkim Tarafından Verilecek Önleyici Tedbir Kararları – 6284 sayılı Kanun Madde 5

Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir: … b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi, c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.


Benzer Yayınlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir